Her 21 Mart'ta annem bizi mutlaka kıra götürürdü. Ve mutlaka beyaz kıyafetler giydirirdi.Eğer fırsatı olmaz da bir yere gidemezsek de apartmanın bahçesinden küçük bir piknik yapardık. Ama mutlaka yeşillik içinde olurduk o gün. Çocukken anlamını bilmediğim bu ritüel çok eğlenceli gelirdi bana. 21 Mart benim için hala kırlara gitmektir o yüzden.
Kendi çocukluğunda da büyük-küçük demeden herkes beyaz kıyafetlerini giyip kıra giderlermiş. Doğanın uyanışını, yeni yılın gelişini yani baharı kutlarlarmış. Yumurtalar haşlanıp boyanır, günler önceden buğday çimlendirilirmiş bereket olsun diye. Güle oynaya yemekler yenir, oyunlar oynanır, baharın gelişi kutlanırmış.
Hala fırsat bulursak annemle en azından yeşilin içinde olalım diye parklara, bahçelere gitmeye çalışırız 21 Martta. Hem baharın gelişini hem de annemin doğumgünün kutlarız.
21 Mart 2016 Pazartesi
18 Mart 2016 Cuma
18 Mart 1915
Yedi düvelin 'Mucize' dediği Milli Ruh sayesinde kazanılmış Çanakkale Savaşından bu günlere nasıl geldik? Günlerdir bunu düşünüp duruyorum. Yoktan varedilmiş, bozkırın ortasında küçük bir şehirden yeni kurulan Cumhuriyet'in başkenti günlerdir kan ağlıyor. 6 ay içinde 3 kere yaralandı. İnsanlarına kıydılar. Her bahtı karanın görmek istediği yoktan varedilen ilk şehir Ankara'nın sokakları bomboş bir haftadır.
Sizler 101 yıl önce dönmeyi düşünmediniz, biz sizin tırnağınız bile olamayız. Bizim gibi basiretsiz, değer bilmeyen ve nankör bir nesil için öleceğinizi bilseydiniz yine savaşır mıydınız ?
Mustafa Kemal Atatürk yok sayılıyor. Yaptıkları yıkılıyor. Şehitlerimizin kemikleri sızlıyor mudur ki biz bunlara sustukça...
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor..
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek, öpse o pak alnı değer...
Ruhunuz şad olsun...
Sizler 101 yıl önce dönmeyi düşünmediniz, biz sizin tırnağınız bile olamayız. Bizim gibi basiretsiz, değer bilmeyen ve nankör bir nesil için öleceğinizi bilseydiniz yine savaşır mıydınız ?
Mustafa Kemal Atatürk yok sayılıyor. Yaptıkları yıkılıyor. Şehitlerimizin kemikleri sızlıyor mudur ki biz bunlara sustukça...
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor;
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor..
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek, öpse o pak alnı değer...
Ruhunuz şad olsun...
7 Mart 2016 Pazartesi
Yves Rocher Vakfı – Institut de France, Toprağın Kadınları Projesi
1991 yılında markanın kurucusu Yves Rocher’in oğlu Jacques Rocher tarafından doğa ve çevreyi koruma amacıyla kurulan Yves Rocher Vakfı, 2001 yılında, Fransa’nın en eski en prestijli ve en köklü kurumu olan Institut de France çatısı altına girdi. Aynı yıl, Yves Rocher Vakfı-Institut de France, “Toprağın Kadınları” projesini lanse etti. ”Kar amacı gütmeden, çevre, eğitim,toplum konularında fayda sağlamak için emek veren kadınları desteklemeyi ve seslerini büyük kitlelere duyurmayı” hedefledi. Bugün, 2015 itibariyle “Toprağın Kadınları” projesi kapsamında 50 ülkeden 325 kadın doğaya, topluma,eğitime katkı veren projeleri için ödüllendirildi ve toplam 1.6 milyon euro ödül dağıtıldı.
Neden Blogger Oldum - Mim
Merhabalar,
Sevgili Kelebek Etkisi beni yine mimlemiş :)) Özlemişim mimleri, iki seferdir mim gelmesi hoşuma gitti açıkçası.
Sevgili Kelebek Etkisi beni yine mimlemiş :)) Özlemişim mimleri, iki seferdir mim gelmesi hoşuma gitti açıkçası.
5 Mart 2016 Cumartesi
Mavi Ev Cafe
Merhabalar,
Hafta sonu geldiğinde Ankara'da gidecek hoş ve samimi bir mekan arıyorsanız Hansel ve Gratel'in evine gitmeye ne dersiniz? Üstelik bu masal evde kötü cadı yerine iyilik perileri var. Çünkü burası Mavi Ev Cafe .
Hafta sonu geldiğinde Ankara'da gidecek hoş ve samimi bir mekan arıyorsanız Hansel ve Gratel'in evine gitmeye ne dersiniz? Üstelik bu masal evde kötü cadı yerine iyilik perileri var. Çünkü burası Mavi Ev Cafe .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)